Bu albüm yayınlandığında heavy metal müzik dinlemeye daha yeni başlamıştım. 1990 yılı benim için bir milat olmuştu ve Rust in Peace gibi benzersiz bir albümün yayınlandığı tarihte doğru yolu bulmuş olmam benim için büyük bir şans oldu. O dönemde Türkiye'de CD yayınlanmıyordu. Varsa bile çok azdı. Plaklar ise kolay bulunur ürünler değildi. Çoğunluğun tercihi kasetti haliyle çünkü müzik piyasası kaset alternatifini ön plana çıkartıyordu. İyi de yapıyordu. Firmalar o zamanlar bastıkları kasetlerde görsel estetiğe de önem veriyorlardı. Kasetlerin çıkartmaları, kapak resmi ile uygun renklerde basılıyordu. Kim bilebilirdi ki yirmi altı sene sonra hala bu kasetleri saklayacağımı ve o zaman hayali bile aklımızda olmayan dijital ortamda meraklılarına sergileyeceğimi?
Efendim elbette ki bildiğiniz üzere Megadeth, Dave Mustaine'in Metallica'dan kavga gürültü ayrılması vesilesi ile ortaya çıkan bir proje. Her şerde bir hayır olduğu doğruymuş. Dave'in yaptığı müziği, yaratıcılığını tümüyle ortaya koyabileceği bir platforma taşıması, tüm heavy metal dinleyicileri için şüphesiz çok iyi olmuştur efendim. Tabi bu yazımıza konu olan 1990 tarihli Rust in Peace, grubun ilk albümü değil ama zirve albümü. Eşi benzeri olmayan, ne öncesinde ne de sonrasına yakınından bile geçecek bestelere sahip albümlerin yayınlanmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu hem Megadeth hem de her hangi başka bir grup için geçerli. Dave, yaratıcılığını en üst seviyeye bu albümde taşıdı ve sonrasında da bu kaliteyi şüphesiz yakalayamayan ama üst seviye bir çizgide ilerleyen albümlere imza attı. Arada iniş çıkışlar da olduğunu söylemekte fayda var. Başarıda büyük pay Dave'e ait ama o güzel teknik melodileri ile ikinci gitarist Marty'nin bu olağan üstü şaheserde ne kadar büyük bir payı olduğunu da unutmamak lazım. Dave'in çiğ ve agresif tarzını dizginleyip dengeleyen tarzı ile Marty tarihin yazılmasındaki ikinci büyük rolü oynadı şüphesiz.
Nasıl desem bilemiyorum. Gerçekten de bu albüm yayınlandığında orada olmak, kavrayabilecek ve heyecanı hissedebilecek bilinçte olmak benim için büyük şanstı. Şimdi yeni nesil genç arkadaşlarımı görüyorum. Nasıl da bizim o zaman dinlediğimiz aynı keyifle dinliyorlar. Bu kadar süre sonra nesiller değişmesine rağmen bir albüm hala her yeni gözünü açana hitap edebiliyorsa, baş roldeki herkesi orada saygı ile eğilip selamlamak lazım.
Bana göre, metal dünyasının en iyi ilk 4 albümünden biridir. Kasedi hala dolabımda durur.
YanıtlaSil